İmamoğlu Çorlu’da: “Ülke olarak bir gün bile tahammülümüz kalmadı. Ülkenin dengesini bozanları 14 Mayıs’ta evlerine göndereceğiz”
HABER: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, Çorlu mitinginde; “Maalesef Türkiye’nin dengeleri tehlikeli bir şekilde bozuldu. Maalesef bu ülkeyi onlara bırakırsak yerle bir olacak bir sürece doğru ilerliyorlar. Ülke olarak bir gün sabrımız yok. Daha fazla bekleyemeyiz. Ülkenin dengesini bozanları 14 Mayıs’ta evlerine göndereceğiz.” dedi.
İBB Lideri Ekrem İmamoğlu bugün Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde miting düzenledi. Burada bir konuşma yapan İmamoğlu, vatandaşların taşıdığı pankartları okudu. İmamoğlu, “Bu ülkenin vatanseverleri olarak bu seçimde yeniden Türkiye’nin istikrarını hep birlikte sağlamak zorundayız” diyerek sözlerine başlayan İmamoğlu, şöyle konuştu:
“ADALET TERAZİSİNİN İSTİKRARINI BOZDULAR: Ne yazık ki Türkiye’nin dengesi tehlikeli bir şekilde alt üst oldu. Maalesef bu ülkeyi onlara bırakırsak çökmek üzere olan bir sürece doğru ilerliyorlar. Ülke olarak bir gün bile tahammülümüz kalmadı. Artık bekleyemeyiz. Ülkenin dengesini bozanları 14 Mayıs’ta evlerine göndereceğiz. 22 yıldır ülkemizin ekonomik istikrarını bozanlar ne yazık ki çok kazananlara daha çok kazandırıyor, az kazananlar ise ellerinden gitti. Güçlü daha güçlü, fakir daha fakir oldu. Gençlerimiz hak ettikleri halde kamuda iş bulamıyorlar. Hak etmeyenler mülakatla işe yerleştiriliyor. Röportajı buruşturup çöpe atacağız. Haksız menfaat elde edenlere devletin kapıları ardına kadar açıldı. Adalet terazisinin istikrarını bozdular. Ne yazık ki, bu terazi artık halkın yanında değil. Güçten güce tartışmaya başladı.
BİRLİĞİMİZİ, KARDEŞLİĞİMİZİ YAPAN HER ŞEYİ YOK ETTİLER: Adamına göre hukuk, adamına göre adalet çağı başlamıştır. Maalesef eğitim ve sağlıkta istikrar bozuldu. Parası olanlar bile artık en iyi okullara, kaliteli sağlık hizmetlerine ulaşamıyor. Birliğimizi, kardeşliğimizi sağlayan ne varsa yok ettiler. Toplumsal dengeyi bozarlar. Devlet bir ülkede dengeyi sağlar. Bir ülke istikrarsızsa dengesini sağlayan kurum devlettir ama onlar ne yaptı? ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ diyerek getirdikleri bu sistem maalesef devletimizi mahvetti ve devletimizi derinden sarstı. Devlete, millete değil, bir avuç insana hizmet eden bir ortam oluşturdular. Devleti milletin iradesine değil, tek kişinin iradesine tabi kıldılar. Kurumları, kuralları, devleti sahibine, millete teslim etmeye geliyoruz.
MİLLET KONUŞUR GİBİ KONUŞAN İNSANLARI İSTEMEZ Söz veriyorum, 15 Mayıs’ta bu ülkeye bahar gelecek. Devlet de yüzünü size millete çevirecektir. Devlet halkına hizmet edecek. Devlet gücünü milletten alacak ama o gücünü millete hizmet için, şefkatini ve vicdanını göstermek için kullanacaktır. Millet artık açık sözlü yönetici istemiyor. Millet döver gibi konuşanı istemiyor. Devlet milleti için vardır, herkesin işi olsun, sağlığı sıhhati olsun, eşi hayırlı olsun diye vardır. Devlet, çocuklar doysun, gençler doysun diye vardır. Devlet soğan patatesin fiyatı kimsenin derdi olmasın diye var. Devlet bu ülkede tren kazalarının yaşanmaması için vardır. Devlet adaletin tecelli etmesi için vardır. Millet İttifakı Türkiye’ye basit bir hükümet değişikliği sözü vermiyor. Millet İttifakı Ahmet kalksın, Mehmet otursun diye gelmiyor. Millet İttifakı bu bozuk sistemi değiştirmeye geliyor.
BUGÜNÜN HÜKÜMETİ ‘MİLLETİ BÖLEYENLERE OY VERMEYİN’ YAZILARI AÇTI. ORADAN GİDİN: Devletimizin temellerini adalet üzerine sağlam bir şekilde kurmaya geliyoruz. Devletin temeli adalet ise bu topraklarda her şey sağlam olur. Devletin temeli adalet ise kardeşliğimiz ve beraberliğimiz sağlam olur. İnanın en çok da birlik ve beraberliğimizle bu milleti yok etmeye çalışanlar var. Bugün Denizli’deydim. Çok coşkulu bir kalabalıkla oradaydık. Tüm Denizli hemşerilerime teşekkür ediyorum. Denizli’ye girdiğimde binanın cephelerinde ne gördüm biliyor musunuz? Efendim bu nedir, bugünkü iktidar ‘Milleti bölene oy vermeyin’ afişleri açtırdı. Nedir bu akıl, biliyor musun? Bu zihniyet, ‘Bana oy veren millidir, yerlidir, bana oy vermeyen vatan hainidir’ şeklindedir. Çık oradan.
VATANDAŞIN SESİNİ DUYMAYAN MÜDÜR BU MİLLETİ YÖNETEMEZ: Herkes namusu için yaşar, Vatan, bayrak namustur. Milletin şerefi şereftir. Gücümüz, beraberliğimiz onurdur. Bu vatandaşları 86 milyon insandan ayıran göz, bu milletin hamisi olamaz. Bu millete liderlik edemez. Söylediklerimi kendin söylüyormuşsun gibi düşün. Bunu sana söylemiyorum. Sanki içinden geçenleri anlatıyormuşum gibi düşün. Evladının ve vatandaşının sesini duymayan bir hükümdar bu milleti yönetemez. Diyorum ki benim milli duygularımı, vatan sevgimi, milletimi, bayrağımı konuşacak kişi daha annesinden doğmadı. Bu söz herkesin sözüdür. 86 milyon insanın sözleri. Ellerinde sizi tutan bir alet var, ‘inanan mı, inanmayan mı?’ Utanmazlarsa bugün ‘Cennete mi gideceksin cehenneme mi’ diyecekler? Konut. Utanmazlarsa onu da yaparlar. Benim inancımı siyaset için kullananlarla işim olmaz, oy pazarlığı için siyaseti kullananlarla da işim olmaz. Hadi, güle güle.
ADALET GETİRME ORTAMINDAYIZ: Yeni bir döneme başlıyoruz. Bundan sonra iş başka yere gidecek. Herkes için adalet istediğimiz için buradayız. Biz bu ülkede adaleti getirmek için varız. Kimse şüphe etmesin. Kesinlikle başaracağız. Ömrünü hak, hukuk ve adalet mücadelesine adamış 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı ile birlikte bu işi başaracağız. Sana söz veriyorum. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin birleştirici gücü ve bu sürecin teminatıdır. Pek çok farklı parti, pek çok farklı kesim Sayın Kılıçdaroğlu’nun etrafında toplandı. Çünkü onun vicdanına, adalet duygusuna ve devletin tecrübesine güveniyoruz. 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kılıçdaroğlu, devletin aklını, milletin vicdanını temsil etmektedir. Göreceksiniz, onun önderliğinde ülkeyi istikrarsızlaştıran bu düzeni hep birlikte değiştireceğiz. Bu güç bir kişinin, bir partinin, bir inancın, bir ideolojinin gücü değildir. Gücümüzü ortak değerlerimizin, hayallerimizin ve hedeflerimizin üzerine kurarız.
BU SEÇİM MİLAT OLACAK: Bu sizin tercihiniz gençler. Bu seçim son olacak. Bu seçim milat olacak. Artık kimse milleti bölerek siyaset yapmaya cesaret edemeyecek. Onun için milleti bölenleri, siyaset yapanları bu seçimde görevden almalıyız. Onları evlerine geri göndereceğiz. Bunların sebebi ise geldikleri her ofisin kendi tapusu gibi hareket etmesidir. 15 Mayıs sabahı devletin yönetim aklı ve düzeni yeniden çizilecek. Dorukta bu ülkenin sahipleri yazılacak. Kimi tanıyorsun? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları. Buradaki herkes bu ülkenin eşit hissedarıdır. Bu ülkenin tapu senedinde hep birlikte aynı haklara sahibiz. (Döviz) ‘Sizinle sırt sırta kazanamayacağımız seçim yok’, ‘Edirne’den Kars’a Karadeniz uşağı yollarda, iktidara rahat uyku yok. Karanlıklar elbet doğacak, Marmara Ereğli geldi’ dedi.
MİLLETE DÖNECEĞİZ: Bu dönemin bakanları, yöneticileri ne olacak biliyor musunuz? Vatandaşlarının gözünde yerlerini bilecekler. Yönetici vatandaş karşısındaki yerini biliyorsa o yönetim biçiminin adı Cumhuriyet’tir. Vatandaşa şöyle bakacağız: Aksini yapan biz değiliz. yemin ettik Vatandaşın gözünün içine bakarak konuşacağız. Onunla sohbet ederken onu dinleyeceğiz. Gözünün içine bakacağız. Benim gözlerim mavi değil ama Atatürk’ün gözlerine benzeyeceğiz. 15 Mayıs sabahından itibaren işbaşı yapacağız, çok çalışacağız. Millete döneceğiz. Sınırlarımızı bilerek çalışacağız. Ekonomiye istikrarı ve güveni hızla geri getireceğiz. Herkes yolunu görecek. Kendi hesabını yapabilen Türkiye, sağlıklı büyüme ve toplumsal gelişme yolunda ilerleyecektir. Her bir şehrin kendine özgü sorunlarına odaklanacağız. Sadece Türkiye’de değil, dünyanın büyük şehirlerindeki tüm imkanları Türkiye’nin her yerine yayacağız.
GELİR DAĞITIMINDA TÜM ŞEHİRLERE ADALET SAĞLAYACAĞIZ: Burada da çalışacağız. Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Kadir abimizle omuz omuza çalışıyoruz. Çorlu’nun da çalışkan bir belediye başkanı var. Tekirdağ’ın bütün belediye başkanlarını çok seviyorum. Tüm şehirlerin çağdaş şehircilik anlayışı içinde gelişmesini sağlayacağız. Çocuklar, gençler, kadınlar, emekliler ve esnafın hayatını kolaylaştıracağız. Eğitimde, sağlıkta, gelir dağılımında adaleti tüm şehirlere yaşatacağız. Tekirdağ’da olduğu gibi Trakya ve Marmara’nın tüm illerini özel bir strateji ile yöneteceğiz. Bu bölgeye çok özel bir vizyon kazandıracağız. Dolayısıyla bu bölgenin büyük endişeleri var. Türkiye’de her üç kişiden biri Marmara Bölgesi’nde yaşıyor. Türkiye’nin kalkınmasının en önemli alanı olan bu alanda önümüzdeki 50 yılı planlayacağız. Bu anlamda Çorlu Havalimanı bölgede etkin bir havalimanı haline gelecek. İstanbul için stratejik bir konuma sahip olacak. Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren Hattı Projesini hızla bitireceğiz. Çorlu’da mola verelim. Çorlu ekonomisini güçlendireceğiz.
21 YILIN SONUNDA GENÇLERİN EN AZ YÜZDE 85’İNİ KAYBETTİLER: Çorlu’da, Tekirdağ’da, tüm Trakya’da, yukarıda bahsettiğim güçlü stratejiyi taşıyan, Türkiye’nin 2. yüzyılına yakışır vizyoner bir modelle geleceğe sorun çıkarmayacağız. Sanayinin istikrarını tarımla kuracağız. Hem çiftçimizi hem de sanayicimizi destekleyeceğiz. İşçinin yanında olacağız. İşçinin hakkını asla gasp etmeyeceğiz. Çevreyi gözümüzle koruyacağız. İstikrarlı, adil ve şeffaf politikalarla ilerleyeceğiz. Gelişmiş dünyanın uyguladığı yöntemleri hızla ülkemize getireceğiz. Hiç şüpheniz olmasın. Bu uygulamaları çevre nasıl korunursa en gerçek haliyle ülkemize kazandıracağız. Daha iyisini yapacağız. Gençlerin ‘Gelecek kaygısı yaşamak istemiyoruz’ afişleri olması beni çok üzüyor. Aslında o gençlerin ‘Biz o laboratuvarı istiyoruz, şu araştırma merkezini istiyoruz, o teknoloji merkezini de istiyoruz’ afişleri olması gerekirdi. 21 yıl sonra bu ülkenin gençliğinin en az yüzde 85’inin desteğini kaybettiniz. 15 Mayıs’ta evinize gitmek için bavulunuzu toplayın.
AYRIMCILIK YAPMAYACAĞIZ: Ülkemizin her yerinde değerli hizmetler sunacağız. Hiç şüpheniz olmasın. Kültür merkezleri, gençlere ucuz ve kaliteli ortamlar sunan çalışma noktaları, bunların hepsi gelecek. Depremler için güçlü sosyal konutlar üreteceğiz. TOKİ’yi lüks konut üreten bir merkez değil, bu ülkenin sosyal konut ihtiyacını karşılayan bir kurum haline getireceğiz. Konut önemlidir. Kiralar artıyor. Burada bu sorunu da çözeceğiz. Ülkenin her sorununa hakimiz. İstanbul’da gece gündüz çalıştık. Onların yapamadığı metroları biz yaptık. Onların yapamadıkları işleri biz bitirdik. Durdular, güç onlarda, belediye onlarda. Onlara ayrımcılık yapmayacağız. Masadaki herkesle bire bir çalışacağız.
ÇOCUKLARIMIZ, GENÇLERİMİZ MİLLİ İTTİFAKI GÜCÜNÜN TEK ENDİŞESİDİR: Beylikdüzü’nün gençleri buraya afiş astı. 2012 yılında o dönem CHP Beylikdüzü ilçe başkanıydım. Orada bir tweetim var. 19 Mart 2012. İki yıl önce henüz belediye başkanı değilim. ‘Beylikdüzü’nde iktidarsız bize uyku olmaz’ yazdım. Hani o zaman ‘İstanbul’da, Türkiye’de iktidardayız’ dedim. Kalan bu 10 günde çok çalışacağız. Eşimizle, dostumuzla, akrabamızla konuşacağız. Onlara ‘Bu hükümetin tek derdi adalettir’ diyeceğiz. Bu yeni gücün, Millet İttifakı gücünün tek derdi çocuklarımız ve gençlerimizdir. Bu hükümetin tek sorunu bu milletin bir arada, birlik içinde, büyük ve diri olmasıdır. Bu Millet İttifakının tek derdi Mevlana’nın, Hacı Bektaş-ı Veli’nin ve Yunus Emre’nin hoş ideolojisini bu topraklarda yaymaktır.
TÜM SİGORTALARIN VE HUKUKSUZLARIN TAKİBİ OLACAĞIZ: Bu ittifakın tek üzüntüsü, halklarının birbirini sevmesini ve saygı duymasını sağlamak ve 21. yüzyılın teknolojiye ayak uyduran lider ülkelerinden biri haline gelmesidir. Bunu açıkla. Kadını, erkeği, genci, emeklisi, bu iktidarın tek kederi bu diyerek, kapı kapı dolaşarak, bu bir parti seçimi değil, düzen değişikliği diyerek hep birlikte çalışmaya hazır mıyız? 14 Mayıs’ta sandıkta görev almayan, partiler aracılığıyla görev alan Türk Gönüllüleri’nin birer üyesi olarak sandıkta yer almaya hazır mıyız? O gün eve gitme. Türk bayraklarını elinize alın, sokaklarda, 14 Mayıs’ı misyonlu veya misyonsuz bir demokrasi şölenine dönüştürmeye hazır mıyız?
KİŞİSEL FAYDALARI AYIRACAĞIZ: Oyumuz 13. Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na. Oyunuzu Millet İttifakı’na. Umutlarımız yüksek, güvenimiz tam. Kişisel çıkarları bir kenara bırakan, ulusal çıkarlarımızı ön planda tutan bir sürecin askerleri olacağız. Stajyer çırak da adalet bekliyor, öğretmenleri biz tayin edeceğiz, psikologları da biz tayin edeceğiz. Bütün bunlar liyakatle olacak. Millet sevgisi oldukça ben yorulmayacağım. Size iyi hizmetler sunmayı umuyoruz. Allah beni burada bulunan herkese mahçup etmesin.”